Osmanlı Araplaştı, Türklükten uzaklaştı v.s. deniliyor. Ama sormak lazım gelmez mi "Hangi Osmanlı, ne zamanın Osmanlısı" diye? II. Bayezid'in oğlunun adı Korkut, Emir Sülayman devrinde "Türkçecilik" hareketinin var olduğu bildirilenler arasında. Bakak görek, Yazıcızade'nin Selçuk-namesinden bir alıntı "Oguzun kalan Hanları urugından belki Çingiz hanları urıgından, dâhı mecmûından ulu asl ve ulu süngükdür. Şer ile dâhı, örf ile dâhı". II. Murat zamanında yine Türkçeye dönüş, Arapça, Farsça eserleri Türkçeye çeviri çalışmaları. Yine II. Murat döneminde Türklüğün kaynaklarının Arap tarihi içinde değil bizzat aslından Türk Tarihinin bir parçası olarak ele alınmaya başlandığı bildirilmiştir. Ulu süngük, neyi çağrıştırmalı? İslâmiyet öncesi Türklerde "ak kemikli budun, kara kemikli budun (ak-süngüklüg kara süngüklüg) algısını çağrıştırmaz mı? Ululuğu kemiğe atfetmek -hem de kelimeyi eski Türkçedeki haliyle kullanarak- o geleneğin devam ettirildiğini sunmaz mı? II. Murad'ı överken kullanılan bu satırlar da II. Murad'ın hem aslı icabı hemde "kemiği" icabı ulu olması, ulu süngüklü" olması onun yönetici olmasının tezahürü değil midir? Kurunun yanında yaşı yakmayalım. Türk tarihini Osmanlıdan başlatmak nasıl bir hata ise Türk tarihinden Osmanlıyı koparıp atmaya çalışmak da hatadır. Selçukluları Farsça'dan yaftala, Osmanlıyı asimile oldu de, Araplaştı, dinci de; ŞAh İSmail ee-Şiici, Türk tarihinde yeri yok; Timur, Cengiz, Hülagû zaten azılı kâfir,düşman; Türkiye Cumhuriyetine laikçi, İslam öncesi Türk Devletlerine "Müslüman değil onlardan bize ne? Kafir" de. Eeee? Geriye ne kaldı? Pazardan elma seçmeyi en hızlı şekilde bırakmamız gerek. Afaroz ede ede elimizde bir şey kalmayacak. Ha bir de masal dediğimiz destanlarımız var. Pırıl pırıl kafalar... :D